Ermenistan’ın Dilijan şehrinde 18-22 Kasım 2015 tarihleri arasında Helsinki Citizens’ Assembly (hCa) Vanadzor ofisi tarafından düzenlenen güz atölyesi, Helsinki Yurttaşlar Derneği işbirliği ile gerçekleştirildi. Yavaş-Gamats[1] Güz Atölyesi, Türkiye ve Ermenistan’dan edebiyat ve tarih alanlarında çalışan öğretmenleri ve bu bölümlerde eğitim gören öğrencileri bir araya getirdi. Ermenistan’ın Dilijan şehrinde düzenlenen ve beş gün süren programda, tarih ve edebiyat öğretmenlerine yönelik çeşitli konu başlıklarında seminerler ve katılımcılarla birlikte gerçekleştirilen atölye çalışmaları yer aldı. Programda ayrıca her iki ülkenin eğitim-öğretim sistemleri Ermenistan-Türkiye ilişkileri bağlamında değerlendirildi.
Programın açılışında Helsinki Yurttaşlar Derneği-Türkiye (hYd) ofisinden Esra Güçlüer, hYd ve hCa Vanadzor ofisleri arasında uzun süredir devam eden işbirliğinden söz etti ve Yavaş-Gamats programları ile Ermenistan ve Türkiye toplumları arasında güven inşasına ve barışma sürecine destek vermeyi amaçladıklarını belirtti. Ardından Erivan’daki İngiliz Büyükelçiliği temsilcisi Olya Azatyan ve Amerika Ermeni Meclisi’nin bölge analisti Aline Ozinian, Türkiye-Ermenistan ilişkileri konusunda kişisel deneyimlerini ve fikirlerini katılımcılarla paylaştılar.
Program boyunca tartışılan konulardan biri, iki ülke ilişkilerini problemli bir şekilde yansıtan ve yerleşik önyargıları kırmak için herhangi bir çabanın gözlenmediği Ermenistan ve Türkiye’nin eğitim sistemleri oldu. Sunumlar ve tartışmalarda, Türkiye ve Ermenistan ilişkileri ile ilgili konuların ders kitaplarında nasıl yer aldığı, iki ülkenin tarih kitaplarında Türklerden ya da Ermenilerden ne şekilde bahsedildiği, Ermeni soykırımının Türkiye’deki müfredatta nasıl ele alındığı, Ermenistan’daki kitaplarda Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan nasıl bahsedildiği gibi konulara değinildi. Ayrıca öğretmenlerin çatışmalı konularda sınıf içindeki tutumları -özgür veya baskıcı yaklaşımlar yoluyla- öğrencilerin gözünde negatif veya pozitif yönde nasıl şekillendirebileceği ele alındı.
Programın katılımcıları bu konulara ek olarak alternatif tarih yazımı/eğitimi ve Ermenistan ile Türkiye’deki okullarda okutulan akademik kaynaklardaki eksikliklere değindiler. Ermenistan ve Ermeniler hakkında Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde ve Türkiye ve Türkler hakkında Sovyet Ermenistan’ında üretilmiş toplumsal bilgiler de ayrıca tartışılan konular arasındaydı. Katılımcılar yakın tarihi farklı perspektiflerden okumanın, karşılıklı barış ve güven inşası için önemini belirttiler.
Seminerler ve tartışma oturumları boyunca katılımcılar iki gruba ayrıldı ve her iki ülkenin eğitim sistemlerinde yer alan barışın tesisinin önündeki engelleri, eğitimci olarak güven inşasında karşılaştıkları zorlukları ve deneyimledikleri önyargıları birbirleri paylaştılar. Yapılan atölye çalışmalarında aşağıdaki sorunlar ve engeller dile getirildi:
- Her iki ülkenin de eğitim sistemleri içinde “resmi olmayan” tarihsel yaklaşımı öğrencilere aktaramamak, çoğunlukla Türkiyeli katılımcıların belirttiği, öğretmenlerin devletin resmi görüşüne ters düşme korkuları...
- “Tek ulus, tek devlet, tek dil” yaklaşımının getirdiği bazı kısıtlamalar...
- Ermenistan-Türkiye meselesi konusunda aileden başlayan negatif yargılar...
- Türkiye’deki eğitim sistemi içinde Ermeni kültür varlığına ilişkin (mimari, müzik veya edebiyat vs. konularında) yeterli bilgi aktarılmaması...
- Alternatif dil eğitimlerinin mümkün olmaması...
- Derslerde yapılan sunumlar veya anlatılar esnasında negatif içerikli materyallerin kullanılması...
Katılımcılar, bu sorunların çözümünde kullanılabilecek metotlar ile önyargıların kırılması konusundaki önerileri tartışmaya açtılar. Katılımcıların özellikle altını çizdiği husus, öğretmenlerin öğrencilerini barış ve barışla ilgili her şeyin olumlu, öte yandan savaşın ve düşmanlığın olumsuz kavramlar oldukları yönünde yönlendirmeleri gerektiğiydi. Bu görüşü pratiğe dökmek üzere örnek bir ders modeli üzerinde çalışıldı; katılımcılar öğrencilerini barışa ısındırmaya yönelik, barış döneminin olumlu özelliklerini öne çıkaran ve savaşın yarattığı olumsuzluklardan bahseden bir ders programı modeli geliştirdi. Eğitimin toplumsal barışı ve güveni hedeflemesi gerektiğinin vurgulandığı oturumlarda Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesine destek olabilecek öneriler paylaşıldı. Karşılıklı olarak seyahat ve özel günlerin kutlanması, sivil toplum kuruluşlarının çeşitli konularda yapacakları işbirlikleri gibi…
Katılımcılardan birinin ifadesi şöyle: “Eleştirel düşünebilen bir eğitimci, olumsuz veya taraflı kaynakları ve ders materyallerini kullanmak zorunda kalsa da bunları barışçıl bir yönde değerlendirebilir. Günümüzde bizler tarihi, savaşlar üzerinden öğreniyor ve aktarıyoruz. İnsan ve barış odaklı tarih yerine askeri tarih öğrendiğimiz için barış yılları savaş dönemlerinden uzun olsa bile onların üzerinde durmuyoruz. Eğitimi pratikte olumlu yönde gerçekleştirebilen bir eğitimci ise aslında harika bir iş çıkarmış oluyor.”
Katılımcıların altını çizdiği bir diğer nokta ise kamuoyu oluşturmada büyük etkisi bulunan medyanın rolüydü; olumsuz yayınlar ve içeriklerle çocukların kişisel tutumlarının düşmanca gelişebileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı. Eğitimcilerin medyanın doğru kullanımı ve yorumlanmasını sağlamak konusunda yapabilecekleri tartışıldı. Ayrıca Ermeni yazarların kaleme aldığı masalların barış inşası sürecinde kullanılmak üzere çevrilmesi ve yayınlanması da konuya yapabilecek muhtemel bir katkı olarak görüldü. Başka bir öneri ise katılımcıların öğrencilerine ve çevrelerinde bulunan insanlara bu program dâhilinde edindikleri bilgileri aktarmalarıydı.
Son olarak, Helsinki Yurttaşlar Meclisi Vanadzor ofisinden Artur Sakunts, Ermenistan-Türkiye sınırının halen kapalı olmasını absürt ve 21. yüzyıl medeniyetine karşıt bir durum olarak tanımladı. Sakunts, eğitim sisteminin bu gibi sorunların üstesinden gelmek için kullanılabileceğini dile getirdi: “Yalnızca fiziksel manada kapalı sınırı değil, tam bir işbirliğine ulaşmadaki en önemli engel olan zihinlerdeki mesafeyi de aşmak, Yavaş-Gamats Programı’nın en önemli hedeflerinden biridir.”
Güz atölyesi, Erivan İngiltere Büyükelçiliği’nin “Birleşik Krallık Anlaşmazlık, İstikrar ve Güvenlik Fonu” desteğiyle Ermenistan-Türkiye Diyaloğuna Destek çerçevesinde gerçekleştirildi.
[1] Yavaş-Gamats Yaz Okulları programının ilki, 2005 yılında Antakya’da Türkiye’den ve Ermenistan’dan üniversite öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilmişti. Ardından 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye’de ve Ermenistan’da olmak üzere öğretmen ve öğretmen adaylarını bir araya getiren iki yaz okulu düzenlenmişti.