10.08.05
İstanbul'a gece geç saatte geldik. Salı gecesi Bilgi Üniversitesi yurtlarına götürüldük. Gecenin geç bir vaktinde yurtlarda içecek su bulmak için dolaştık ve sonunda bulduk. Ertesi sabah erkenden, saat 8'de kalktık, ve şehirde güzel bir yürüyüş yaptık; köprüyü geçtik ve çok güzel bir camii ziyaret ettik. Bu benim için çok ilginçti çünkü ilk defa bir camiye giriyordum; her zaman alıştığımız şeylerden çok farklı olduğu için çok etkilendim. 10:30'da kahvaltı ettik ve hYd ofisine gittik. Oradan evi arayabiliyor olmamız çok güzel oldu. Şehirde hoş bir yürüyüş yaptık; dükkanları gezdik :) ve sonra da havaalanından Adana'ya uçtuk. Oradan otobüsle Antakya'ya gittik ki bu yolculuğun sonu hiç gelmeyecek zannettim. Ama dinlenecek güzel bir yer bulduk ve tüm otobüs yolculuğu boyunca şarkı söyledik. Vardıktan sonra akşam yemeği yedik, sonra ben yattım ve kolaylıkla uykuya daldım.
11.08.05
Bugün yaz okulunun ilk günüydü. Çok güzel derslerimiz oldu; özellikle Murat Belge'nin tarihle ilgili fikirlerine çok değer veriyorum; ben de katılıyorum. Ama yine de; öğrenecek çok fazla yeni şey vardı. Grup çalışması konumuz da çok ilginçti; 'evlilik süreci ' Ermenistan, Türkiye.' Aslında ne kadar da benzer süreçler olduğunu öğrendik. Doğal olarak en çok eğlendiğimiz zaman geceydi. Şehir merkezinde bir diskoya gittik ve orada herkesin çok iyi vakit geçirdiğine inanıyorum. Otele döndükten sonra hala yorulmamıştık, kimse uyuyamıyordu; 153 numaralı odamızda biraz sıkıldık. Gitar çalmaya başladık; ulusal (Türk, Ermeni) ve uluslararası (Amerikan) ve hatta Rusça (Kalinka) ve İbranice (Hava Nagila) şarkılar söyledik. Ve ancak herkes uyuduktan sonra biz de uyuduk. Sabah çoğu insanın geç kalmış olmasının sebebi de budur.
12.08.05
Dünkü gezimiz çok ilgi çekiciydi: müzelere ve şelaleye gittik, özellikle de St.Pierre Kilisesi'ni çok beğendim. Öğrendiğime göre bir mağara içine yapılan ilk kiliseymiş. Gezdiğimiz her yer çok ilginçti ve her gördüğümüz şey bizim için çok yeni, bize yabancıydı. Orada satılan sabun ve eteklerden aldık. Daha önce hiç duymadığımız ya da az duyduğumuz hikayeler dinledik. Kendi adıma da saat 9'a kadar uyumanın çok iyi bir fikir olduğunu öğrendim çünkü şu an çok yorgunum ve çok uykum var.
14.08.05
Sabah Vakıflıköy'de harisa yedik; bu Ermeni yemeği Ermeni usulü yapılmamıştı. Ermeni kilisesindeki Patarag'a katıldık ve kutsandık. Aslında bu benim katıldığım ilk Xaxoxorhneg töreniydi. Sonra Akdeniz'de yüzme şansımız oldu ve bu da benim için bir ilkti; dalgalar çok eğlenceliydi. Ve sonunda bir Türk düğününe katılma şansımız oldu. Ve bu şekilde Lorke'nin hakikaten uluslararası bir şarkı olduğunu anladım.
15.08.05
Bugünkü en güzel ve en komik ders dil dersiydi. Ve aynı zamanda Murat Belge'yle tanışmış olduğum için ne kadar şanslı olduğumu anladım. Akşamı Vakıflıköy'de geçirdik, dünyanın dört bir yanından bu köye Xaxoxorhneg bayramı için gelen Ermenilerle konuştuk. Şarkılar söyledik, dansettik.